Hakkımda

Fotoğrafım
SAKARYA, Türkiye
www.defenceturk.com

15 Haziran 2009 Pazartesi

AR-GE Çalışmalarıma Örnekler-2 (Z-3 Anadolu Parsı)

Z-3 Anadolu Parsı

4. Nesil Muharebe Tankı Tasarımı

c Murat ALTIPARMAK




            1990'ların sonunda, günümüz koşullarına göre değişen savaş şartlarına uygun olarak, ani müdahaleler için kolaylıkla ve hızla operasyon bölgesine nakledilebilecek, etkili ateş gücü ve koruma sağlayabilecek araç ihtiyacına karşılık bir tasarım çalışmasına başladım. ABD'nin M8 hafif tankıyla aynı sınıfta olacak bu aracın yüksek koruma sağlayan kompozit bir zırh yapısı olmalıydı. Ayrıca aracın özel operasyonlar için kullanılabilmesi için radar izi mümkün olduğunca düşük olmalıydı. Kolay tespit edilememesi için radar izinin düşük olması yanında düşük siluetli olmalıydı. Sonuçta yaptığım çalışmaların ürünü olarak Z-3A1 Anadolu Parsı olarak adlandırdığım model ortaya çıktı. Aracın adı eskiden Anadolu'da yaşayan ve nesli tükenmiş olan bir leopar türünden gelmektedir. Bu modelin bir maketi bulunmaktadır.

Aracın tasarımında, stealth uçakların gövde yapıları incelenerek, mümkün olduğunca eşit açılar kullanılmıştır. Namlu dahil, araç çizgileri olabildiğince 2 boyuT içerisinde tutulmaya çalışılmıştır.

              Araç üç kişilik bir ekip tarafından kullanılmaktadır. Tank komutanı, sürücü ve nişancı. Konvansiyonel yerleşim olarak sürücü gövde önünde ve merkezde, tank komutanı ve nişancı ise kulenin sağ tarafında, tank motoru gövdenin arkasındadır.

              Tank 120 mm yivsiz setsiz bir namluya sahiptir. Bu silah bir otomatik doldurucu ile beslenmektedir. Bir adet de zırh koruması altında, kule içersinden kumanda edilebilen 12,7 mm'lik bir otomatik silah platformuna sahiptir. Ek olarak ana silaha eş eksenli olarak bir adet 5 namlulu 7,62 mm silah yerleştirilmiştir.


 Aracın her bir yanında yedişer adet yol tekerleği bulunmaktadır ve yan kısımlar aracın stealth ve balistik koruma özelliğini bozmayacak biçimde zırhlı eteklerle örtülmüştür.

Daha sonraki geliştirme çalışmaları devam ederek ortaya Z-3A2 Modelinin çıkmasına neden oldu. Bu model CAD (Autocad Programıyla) ortamında tasarlanmıştır. En çok göze batan değişim nişancının kulenin soluna geçmesiydi. Ayrıca Gövde yapısı mayın ve benzeri patlayıcılara karşı üstün koruma sağlayan V biçimli olarak yeniden tasarlandı.

Gelişmenin bir sonraki aşamasında ki en büyük gelişme aşaması da bu diyebiliriz, araca bir milimetrik radar monte edilmiştir. Bu radar hedef tespiti ve öz savunma sistemlerinin yüksek güvenilirlikte çalışmasını sağlar.

2007'ye geldiğimizde ise Z-3A3 modeli ortaya çıktı. Güçlendirilmiş ön gövde göze çarpan farklılıklardan biri. Diğer bir değişiklik de 140 mm ana silah.


Benzer şekilde kule de uzatılmış, kule arkası büyük oranda değiştirilmiştir. Aynı zamanda yan zırhların kalınlığı da artırılarak koruma kapasitesi fazlalaştırılmıştır.



Öncelikle 5,56 mm olarak düşünülen otomatik silah, daha sonra 7,62 mm olarak nişancının hemen gerisine yerleştirilmiştir. Otomatik silah, zırh koruması altında hem tank komutanı hem de nişancı tarafından kumanda edilebilir. Ayrıca otomatik hedef tespit ve teşhis özelliği nedeniyle, hedeflere otomatik olarak yönelebilir.


2008'de Parsın artık temel boyutlarının netleştiği gelişmiş modeli Z-3A4 şekillenmeye başlamıştı.

Ön gövde eskisinden farklı bir geometriye sahiptir. Arka gövde daha güçlü bir motor için yükseltilmiştir.
 Yeni paletler, yeni süspansiyon ve destek silindirleri.


Z-3A4'ün komutan kulesine XM-312 benzeri bir 12,7 mm makineli silah tasarlanmıştır.


Parsın yeni kulesi eski modellerine göre daha da alçaltılmış, yükselen motor bölümüne bağlı olarak kule arkasında önemli değişiklikler yapılmıştır.

Bu modelde milimetrik radar, kule gerisinin merkezine, yardımcı güç ünitesinin üzerine yerleştirilmiştir.
120 mm yivsiz setsiz namlu ve hemen yanında ona eş eksenli olarak yerleştirilmiş 5 namlulu 7,62mm'lik silah. Namlu ağzı referans sistemi...


Parsın temel boyutları


Tüm modellerde cephane kule gerisindeki zırhlı bölümlerde depolanmaktadır. Zırhlı kaparları kule tavanından yukarı açılmakta ve yükleme işlemi buradan kısa sürede gerçekleştirilmektedir.


Z-3 ANADOLU PARSI Türk Ana Muharebe Tankı Tasarımı/Turkish Main - Funny bloopers R us

Cephane bölümleri otomatik doldurucuyu besler. Belirlenen hedefe göre mermi çeşidi (HEAT, APFSDS vs) otomatik doldurucuya alınır. Bütün bu işlemler hedef tespit ve teşhis sistemlerinin gönderdiği bilgileri işleyen tank bilgisayarının verdiği komutlarla otomatik olarak gerçekleşebileceği gibi, tank komutanının isteğine göre de yarı otomatik olarak gerçekleşebilir. Kısacası Pars, robotik özellikleriyle kendisini kullanacak olan ekibin iş yükünü önemli ölçüde azaltmaktadır.


Daha sonra 12,7 mm silahın ayağında küçük bir değişiklik yapılmıştır. Ayrıca komutana bağımsız görüş sağlaması amacıyla bir görüş sistemi monte edilmiştir.

Tüm modern tanklarda olduğu gibi komutan bağımsız görüş sistemi, tank nişan hattından ayrı olarak komutanın hedef aramasını sağlar. Komutan belirlediği hedefe ana silahı yönlendirir. Bu aşamadan sonrası nişancıya aittir. Nişancı ana silahın yönlendirildiği hedefe nişan alırken aynı anda tank komutanı bağımsız görüşü ile yeni hedefler arayabilir (hunter-killer yöntemi)


Bunun dışında kuleye biri önde, komutan bağımsız görüş sisteminin hemen altında ve diğer ikisi kule arka yan kısımlarında olmak üzere 3 adet lazer ikaz algılayıcısı yerleştirilmiştir. Ayrıca nişancı nişangahı da biraz daha büyütülmüştür.

Daha sonraki aşamada Merkava IV tankında kullanılan Thorpy sistemine benzer bir savunma sistemi kuleye monte edilmiştir. Bu sistemin bir modülü kule arkasına, iki modülü de kule yanlarına yerleştirilmiştir.



Hedef tespiti, teşhisinde ve nişan almada klasik hunter-killer yöntemine ek olarak bir milimetrik radar kullanılmaktadır. Milimetrik radar 12 km yarıçaplı bir alanı tarayarak hedeflerin belirlenmesinde ve teşhisinde önemli rol oynar. Milimetrik radar tespit ettiği hedefleri tank bilgisayarına gönderir. Tank bilgisayarı hedefleri öncelik sırasına göre sıralar ve bu sıralamaya göre silahları veya savunma sistemlerini çalıştırır.

Örneğin hedef tespit ve teşhis sistemlerinin bir istikamette düşman piyadelerini belirlerken aynı anda tam aksi istikamette bir düşman zırhlı aracı belirlediklerini varsayalım. Tank bilgisayarı göndereceği komutlarla çok kısa sürede ana silahı




düşman zırhlı aracına yönlendirirken, aynı anda 5 namlulu 7,62 mm otomatik silahı da düşman piyadelerine yönlendirir. Tank komutanı ve nişancı bu sırada hedef görüntülerini ve bilgilerini önlerinde bulunan ekranlardan takip ederek ateş onayı için tetiğe basarlar.
Bir düşman piyadesi bir tanksavar füze ile Parsa saldırdığında, Parsın üzerindeki radar dahil bütün algılayıcıları çok kısa süre içerisinde bunu tespit ederek öz savunma modüllerini uygun pozisyona yönlendirir ve tanksavar füzeyi havada imha eder.
Lazer ışınıyla hedefin aydınlatıldığı ve mesafenin ölçüldüğü nişan alma sistemlerinde; düşman tankı, üzerindeki lazer ikaz algılayıcıları sayesinde lazer ışınını algılar ve hemen sis bombalarını fırlatarak fosforlu duman arasında kaçmaya çalışır. Fosfor, lazer ışınını kırdığı için nişan alan tank sağlıklı bir atış gerçekleştiremez. Ancak düşman tankı duman perdesi ardına saklanmış olsa dahi Parsın milimetrik radarından kaçamaz ve namludan fırlatılan bir güdümlü füze ile imha edilir.
Z-3 Anadolu Parsının sahip olduğu özel biz zırh sistemi gibi, burada açıklayamayacağım pek çok özellikleri bulunmaktadır.
c Murat ALTIPARMAK

AR-GE Çalışmalarıma Örnekler-1

Lastik Tekerlekli Transportör

TÜVASAŞ’ın Sakarya’da bulunan tesislerinde, üretimde veya tamirde olan vagonların, atölyeler arasındaki hatlarda taşınması amacıyla transportörler kullanılmaktadır. Var olan transportörler elektrik tahrikli, eski teknoloji ve fabrikayla aynı yaşta oldukları göz önüne alınırsa oldukça yıpranmış bulunmaktadır. Hepsinden önemlisi bu araçlar üzerine hareket ettikleri raya bağlı olarak tek hat üzerinde çalışmaktadırlar.
Eski transportör. 
TÜVASAŞ, kullanmakta olduğu bu araçlara destek olarak, tek bir hatta bağlı kalmadan vagonları fabrika içerisinde istenilen her noktaya kolaylıkla nakledebilecek lastik tekerlekli bir araca gereksinim duydu. Bu ihtiyaca cevap verebilecek yetenekte bir aracın yurt içinde üretilebilmesi için bir araştırma çalışması başlattı.

Bu çalışmada aktif olarak görev alan bir mühendis olarak ilk olarak fabrikada kullanılan eski sistemleri detaylı bir şekilde inceleyerek yukarıda belirtilen ihtiyacın tam olarak ne olduğunu ve nedenlerini belirledim. Özellikle atölyeler arasında çalışan bu eski sistemlerden biri arızalandığında üretim hattı tamamen tıkanmaktaydı. Sistemler çok eski oldukları için de oldukça fazla sayıda arıza oluyordu. Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi eski transportörler ray üzerinde hareket ettikleri için yere oldukça yakındırlar. Vagonlar araç üzerindeki vinç sistemine bağlı halatlarla çekilerek araca yerleştirilirler. Yükleme sırasında vagonlar resimde görülen kızaklardan geçerler. Bu esnada vagon ağırlığından gelen kuvvet aracın köşe noktalarında bulunan yayalar tarafından dengelenir.
Çalışmanın ikinci aşamasında ihtiyaca yönelik olarak dünya üzerinde var olan benzer sistemler araştırıldı. Sadece Almanya’da benzer birkaç aracın bulunduğu görüldü. Ancak sadece birkaç resim ve temel bilgiden başka bir şeye ulaşılamadı. Eldeki bu kısıtlı bilgilerle çalışmaya devam edildi.